ŞEKERİ TUZLA AZALTMA
''Geceyi seviyorsun ve yıldızları. Keşke şampanya tadında içmeyi başarabilseydin şarabı.
Gerçekler gömüyorsun geçmiş zamana. Oysa ağacın kökü gizlense de dipdiri yaşıyor kendi toprağında.
Yüreğine çarptıkça kırgınlığım kinleşiyorsun. Kaçar gibi yapıyorsun daha uzaklara. Bilmiyorsun sanki, nefretin aşkla paralel yürüdüğünü o yolda.
Gün sonunda öfkenden hayaller yakıyorsun kendi ateşinle. Beni yakıyorsun ''yan'' diye diye. Ateşle oyun kurma, küller için bir kıvılcım da bırakmaz sonra sana.
Meltem olduğumu hissettiğinde, inadına poyraz oluyorsun. Sıcak ve sert vuruyorsun hasrete. Yapma, öperken ısıracağın günler çok var daha.
Taşlar koyuyorsun üst üste. Koyduğun gibi yıkılan yıkılana. Uymayan taşlar değil anlamlarını yıkan, göz gözü görmeyen yanlış zaman.
Karakterler deniyorsun üzerimde. Yakışsa da yakışmasa da en beğendiğinle yaşatıyorsun beni. Sen tuzu şekerle azalttığını sansan da, şekeri tuzla azaltıyorsun aslında.
Belki de bu sebeplerle, ne zaman sana gelsem, sen bana gelmiş oluyorsun. Bu yüzden de bir türlü kavuşmayı beceremiyoruz seninle.''
Serap Ersoy (Ruhum Güneşten)
http://blog.milliyet.com.tr/sekeri-tuzla-azaltma/Blog/?BlogNo=318881
Gitme Aşkların Mirası Yok ''Sözcükler musallat olmuş ömrüme. Kalemin ucu ben.''Serap Ersoy/R.G http://www.serapersoy.com
2 Ağustos 2011 Salı
25 Haziran 2011 Cumartesi
''En Az Bir En Çok Kaç Kimbilir?''
EN AZ BİR, EN ÇOK KAÇ KİMBİLİR
''Birilerinin kalbine en az bir kere diken olmuşsundur, seni seven birilerini sevmediğin için.
Yıllarca insanlığa vefa bırakmışsındır da, birilerini unuttun diye vefasız mühürünü yemişsindir kalbine, en az bir kere.
Dört mevsim yaz sıcağındayken sevgiline, pencereden giren bir rüzgar, buz kalpli yapmıştır seni sevgili gözünde, en az bir kere.
Denize düşünce yılana sarıldığın için sana, yılana dost, gözüyle bakılmıştır, en az bir kere.
Hep gerçeklerden alacaklıyken, pembe bir düş yüzünden, gerçeklere borçlu kalmışsındır, en az bir kere.
Hiç kimselere eğilmezken, hiç ummadığın bir sevdanın çeşmesine seve seve eğilmişsindir, en az bir kere.
Sözde özne mi, gerçek özne miyim diye kara kara düşünürken, apansız, ''zamansız yüklem'' yapmışlardır seni, en az bir kere.
Yıllarca gecelerin sessizliğinde beklediğin aşkına, küfür eder gibi, bir kelebek ömrünü vermiştir, en az bir kere.
Kapatıp da bir daha açamadığın kapının anahtar deliğinden, gidenin yoluna kahretmişsindir, en az bir kere.
Bir tünel ortasında terkedildiğin vakit, bir başına zar zor çıkışa yaklaştığında, ''karanlığın aydınlığa bakan yüzüne selam olsun'' demişsindir, en az bir kere.
Seni masallara vuran sevgilinin yüzünde sen, şiir gibi susmuşsundur, en az bin kere.'' Serap ERSOY (Ruhum Güneşten)
http://www.serapersoy.com/en-az-bir-en-cok-kac-kim-bilir/
http://blog.milliyet.com.tr/en-az-bir--en-cok-kac-kimbilir/Blog/?BlogNo=313096
''Birilerinin kalbine en az bir kere diken olmuşsundur, seni seven birilerini sevmediğin için.
Yıllarca insanlığa vefa bırakmışsındır da, birilerini unuttun diye vefasız mühürünü yemişsindir kalbine, en az bir kere.
Dört mevsim yaz sıcağındayken sevgiline, pencereden giren bir rüzgar, buz kalpli yapmıştır seni sevgili gözünde, en az bir kere.
Denize düşünce yılana sarıldığın için sana, yılana dost, gözüyle bakılmıştır, en az bir kere.
Hep gerçeklerden alacaklıyken, pembe bir düş yüzünden, gerçeklere borçlu kalmışsındır, en az bir kere.
Hiç kimselere eğilmezken, hiç ummadığın bir sevdanın çeşmesine seve seve eğilmişsindir, en az bir kere.
Sözde özne mi, gerçek özne miyim diye kara kara düşünürken, apansız, ''zamansız yüklem'' yapmışlardır seni, en az bir kere.
Yıllarca gecelerin sessizliğinde beklediğin aşkına, küfür eder gibi, bir kelebek ömrünü vermiştir, en az bir kere.
Kapatıp da bir daha açamadığın kapının anahtar deliğinden, gidenin yoluna kahretmişsindir, en az bir kere.
Bir tünel ortasında terkedildiğin vakit, bir başına zar zor çıkışa yaklaştığında, ''karanlığın aydınlığa bakan yüzüne selam olsun'' demişsindir, en az bir kere.
Seni masallara vuran sevgilinin yüzünde sen, şiir gibi susmuşsundur, en az bin kere.'' Serap ERSOY (Ruhum Güneşten)
http://www.serapersoy.com/en-az-bir-en-cok-kac-kim-bilir/
http://blog.milliyet.com.tr/en-az-bir--en-cok-kac-kimbilir/Blog/?BlogNo=313096
18 Haziran 2011 Cumartesi
''Umut Bende Verimli Toprak''
UMUT BENDE HEP VERİMLİ TOPRAK
''Genelde körebesiydim ben aşkların. Yağ satmadan, bal satmadan yaşadım sevdaları. Birkaç damlada vazgeçtim, ki bu her kimse. Çok hırpalamadım ayrılıkları.
Beklemelerin kıyısında, köpüklü dev dalgaları aşk bildim yine de. Bekledim, bekleyişime gün ekledim, gün geldi, aşk gelmeyince dalgaya vurdum, dalga bana vurdu, ödeştik. Olan, geleceği varsa da vazgeçirdiğimiz aşka oldu.
Yığılmalar beni hep kapatır hayata. Ucundan bucağından az biraz sadeleştireyim istedim yaşanmışları. Marifetimin sonu hüsran. Yanlış hesap henüz dönmüş değil Bağdat’tan.
Bir umut şiirlerime bıraktım kendimi. Onlar konuştu, ben sustum. Ben artık sahne arkasında sadece us’tum. Bir taşımı beş mi yaptılar, piremi deve mi bilmiyorum. Orası bana karanlık. Bildiğim tek şey, ayrılık daha da uzadı, uzadıkça daha da dallandı budaklandı.
Düne kadar beni bekleyen bir mutluluk vardı, tam bir adım geride. Adımı ha attım ha atacağım derken o mutluluk birden ateş aldı, ateş de bacayı bu yüzden sardı. Sarsın: Hevesler kuraktır, umut bende hep verimli topraktır.'' Serap Ersoy (Ruhum Güneşten)
http://blog.milliyet.com.tr/umut-bende-hep-verimli-toprak/Blog/?BlogNo=311937
''Genelde körebesiydim ben aşkların. Yağ satmadan, bal satmadan yaşadım sevdaları. Birkaç damlada vazgeçtim, ki bu her kimse. Çok hırpalamadım ayrılıkları.
Beklemelerin kıyısında, köpüklü dev dalgaları aşk bildim yine de. Bekledim, bekleyişime gün ekledim, gün geldi, aşk gelmeyince dalgaya vurdum, dalga bana vurdu, ödeştik. Olan, geleceği varsa da vazgeçirdiğimiz aşka oldu.
Yığılmalar beni hep kapatır hayata. Ucundan bucağından az biraz sadeleştireyim istedim yaşanmışları. Marifetimin sonu hüsran. Yanlış hesap henüz dönmüş değil Bağdat’tan.
Bir umut şiirlerime bıraktım kendimi. Onlar konuştu, ben sustum. Ben artık sahne arkasında sadece us’tum. Bir taşımı beş mi yaptılar, piremi deve mi bilmiyorum. Orası bana karanlık. Bildiğim tek şey, ayrılık daha da uzadı, uzadıkça daha da dallandı budaklandı.
Düne kadar beni bekleyen bir mutluluk vardı, tam bir adım geride. Adımı ha attım ha atacağım derken o mutluluk birden ateş aldı, ateş de bacayı bu yüzden sardı. Sarsın: Hevesler kuraktır, umut bende hep verimli topraktır.'' Serap Ersoy (Ruhum Güneşten)
http://blog.milliyet.com.tr/umut-bende-hep-verimli-toprak/Blog/?BlogNo=311937
1 Haziran 2011 Çarşamba
YÜREĞİNDE 1 KALIR
http://www.serapersoy.com/yureginde-1-kalir/
Yüreğinde 1 Kalır
''Unutana temiz hava, unutulana kirli yara diyorsun ha? Söylersin tabii, dilin kemiği yok ya. Hay aksi, benim de kalemimin kemiği yok, bak ne diyor sana:
Dilinden ne çıkarırsan, kaç çıkarırsan çıkar, yüreğinde daima 1 kalır.'' SERAP ERSOY (Ruhum Güneşten)
http://blog.milliyet.com.tr/yureginde-1-kalir/Blog/?BlogNo=309180
Yüreğinde 1 Kalır
''Unutana temiz hava, unutulana kirli yara diyorsun ha? Söylersin tabii, dilin kemiği yok ya. Hay aksi, benim de kalemimin kemiği yok, bak ne diyor sana:
Dilinden ne çıkarırsan, kaç çıkarırsan çıkar, yüreğinde daima 1 kalır.'' SERAP ERSOY (Ruhum Güneşten)
http://blog.milliyet.com.tr/yureginde-1-kalir/Blog/?BlogNo=309180
25 Mayıs 2011 Çarşamba
''Aşk Da Sensin Be Sükunet''
AŞK DA SENSİN BE SÜKUNET
Şiirlenirim birazdan
Devasa sorularla sırnaşırım aklına
Boğulursun yanan bir sözcüğün dumanında
Eşkali olursun bir dolaylı anlatımın
Hoş gelir ilkin
Yüzün kızarır sonra
Yakınlaştıkça mesafelenirsin
Arkası dün sanırsın her bir dizenin
Sanırsın yankı yankı dünden sesler gelir
Anlamı kavurdukça anlarsın gaiptendir
Gereklilik kipinde seyreder biraz aşk
Çukura düşer gibi olur hayallerin
Dersin, ben miyim bu kipteki suret
Değil kipteki suret, aşk da sensin be ’sükunet’.
Serap ERSOY
(Ruhum Güneşten)
http://blog.milliyet.com.tr/ask-da-sensin-be-sukunet/Blog/?BlogNo=308124
Şiirlenirim birazdan
Devasa sorularla sırnaşırım aklına
Boğulursun yanan bir sözcüğün dumanında
Eşkali olursun bir dolaylı anlatımın
Hoş gelir ilkin
Yüzün kızarır sonra
Yakınlaştıkça mesafelenirsin
Arkası dün sanırsın her bir dizenin
Sanırsın yankı yankı dünden sesler gelir
Anlamı kavurdukça anlarsın gaiptendir
Gereklilik kipinde seyreder biraz aşk
Çukura düşer gibi olur hayallerin
Dersin, ben miyim bu kipteki suret
Değil kipteki suret, aşk da sensin be ’sükunet’.
Serap ERSOY
(Ruhum Güneşten)
http://blog.milliyet.com.tr/ask-da-sensin-be-sukunet/Blog/?BlogNo=308124
13 Mayıs 2011 Cuma
''Güneşten Bir Gece''
GÜNEŞTEN BİR GECE
''Gel ''nihayet''
Şaibeli hislerini sürgün ettim çoktan
Karantinada kalan zararsız birkaç yalan dolan
Gel nihaventle uyandır geceleri
Düş yaralarını sar incitmeden nağmeleri
Soluğunu kesmiş acılar öldü ölüyor, vur kaderi
Bugünle yaz, bir yokmuş bir varmışın hikayesini.
Gel ''nihayet''
Gelmez diyen baharları utandır artık
Güneşten bir gece aleni çal beni.
Ayrılığın yüzü düşmüş uzak bir yerlere
Alacalı binbir çeşit telli duvak artık yorgun hüznünde
Gel ''nihayet''
Fersiz sevdalar tanıdık ruh kiri
Benden bir gece aleni çal beni.''
Serap ERSOY
(Ruhum Güneşten)
http://blog.milliyet.com.tr/gunesten-bir-gece/Blog/?BlogNo=306252
''Gel ''nihayet''
Şaibeli hislerini sürgün ettim çoktan
Karantinada kalan zararsız birkaç yalan dolan
Gel nihaventle uyandır geceleri
Düş yaralarını sar incitmeden nağmeleri
Soluğunu kesmiş acılar öldü ölüyor, vur kaderi
Bugünle yaz, bir yokmuş bir varmışın hikayesini.
Gel ''nihayet''
Gelmez diyen baharları utandır artık
Güneşten bir gece aleni çal beni.
Ayrılığın yüzü düşmüş uzak bir yerlere
Alacalı binbir çeşit telli duvak artık yorgun hüznünde
Gel ''nihayet''
Fersiz sevdalar tanıdık ruh kiri
Benden bir gece aleni çal beni.''
Serap ERSOY
(Ruhum Güneşten)
http://blog.milliyet.com.tr/gunesten-bir-gece/Blog/?BlogNo=306252
8 Mayıs 2011 Pazar
''Sözlerimin Özleri''
''Yüzü olmayan bir aşka makyaj mı yapıyorsun? Yapma. Gelinliğin astarında iş yoksa gelin başının âlâsını yapsan ne fayda?'' Serap Ersoy
(Ruhum Güneşten)
http://blog.milliyet.com.tr/sozlerimin-ozleri/Blog/?BlogNo=307967
(Ruhum Güneşten)
http://blog.milliyet.com.tr/sozlerimin-ozleri/Blog/?BlogNo=307967
10 Nisan 2011 Pazar
ÇÖLDEKİ SERAPSA GÖZLERİME
''Bahçedeki yemyeşil çimlerin arasında bir başına usulca boy veren güle soramıyorum neyin nesi olduğunu. Ya hiçbir şey değilse, ya kendiliğinden bittiyse, ya çöldeki serapsa gözlerime.'' Serap Ersoy
(Ruhum Güneşten)
http://blog.milliyet.com.tr/sozlerimin-ozleri/Blog/?BlogNo=307967
(Ruhum Güneşten)
http://blog.milliyet.com.tr/sozlerimin-ozleri/Blog/?BlogNo=307967
7 Nisan 2011 Perşembe
''Sözlerimin Özleri''
''Ayakta durarak da bir kuyunun karanlığına inebilirsin gözlerinle. Öyle de görürsün göreceğini. Neden eğilip, bükülesin? Kuyu dediğin neki? Eğilme! Eğilsen de göremezsin dibini!'' Serap Ersoy
(Ruhum Güneşten)
http://blog.milliyet.com.tr/sozlerimin-ozleri/Blog/?BlogNo=307967
(Ruhum Güneşten)
http://blog.milliyet.com.tr/sozlerimin-ozleri/Blog/?BlogNo=307967
2 Nisan 2011 Cumartesi
''Sözlerimin Özleri''
''Az mı durdurduğunu sanıyorsun kırmızıların zamanımı.Kuşku, gurur, keder, sen ve senin gibiler ... Ama şimdi bir yeşil öyle bir geç diyor ki ... Sargısız geçiyorum.'' Serap Ersoy
(Ruhum Güneşten)
http://blog.milliyet.com.tr/sozlerimin-ozleri/Blog/?BlogNo=307967
(Ruhum Güneşten)
http://blog.milliyet.com.tr/sozlerimin-ozleri/Blog/?BlogNo=307967
28 Mart 2011 Pazartesi
''Sözlerimin Özleri''
''Bir insan yaşamı boyunca ne kadar şerit değiştirmeye çalışırsa çalışsın,vakti gelince, ''Son'' kaderinin yolcu ettiği şeritte karşılayacaktır misafirini.'' Serap Ersoy
(Ruhum Güneşten)
http://blog.milliyet.com.tr/sozlerimin-ozleri/Blog/?BlogNo=307967
(Ruhum Güneşten)
http://blog.milliyet.com.tr/sozlerimin-ozleri/Blog/?BlogNo=307967
25 Mart 2011 Cuma
''Sözlerimin Özleri''
''İplik iğneden geçmiyorsa,iğneyi ipliğe geçirmeyi denemeli.Yine olmuyorsa:Ya alacadır vakit, ya da süreli bir tür gönüllü dövüştür bu. Biraz zaman diyebilmeli. Ama sökük yol alıyorsa durmadan, ertelememeli işte o zaman.Ödünç de almamalı bir başkasından. Emanetle dikilirse hiç kimseye hayır gelmez o kumaştan.'' Serap Ersoy
(Ruhum Güneşten)
http://blog.milliyet.com.tr/sozlerimin-ozleri/Blog/?BlogNo=307967
(Ruhum Güneşten)
http://blog.milliyet.com.tr/sozlerimin-ozleri/Blog/?BlogNo=307967
22 Mart 2011 Salı
''Sözlerimin Özleri''
''Gözüne,gönlüne kapattığın birini bir vakit sonra bulmaya çalışmak,samanlıkta iğne aramak kadar zor değil mi? O sana ne kadar göz kırpsa da ''Bugün'' onu hep saklayacaktır arkasına.Arkana dön.Sönmüş ışıkları umursama.Git onu kaybettiğin zamanlarda ara.''Serap Ersoy
(Ruhum Güneşten
http://blog.milliyet.com.tr/sozlerimin-ozleri/Blog/?BlogNo=307967
(Ruhum Güneşten
http://blog.milliyet.com.tr/sozlerimin-ozleri/Blog/?BlogNo=307967
''Soğumaz Bu Ayrılık'' Serap Ersoy (R.G)
''Ter basmış bir geceye soyunan güneş gibi şimdi pişmanlık. Bu gidişle soğumaz bu ayrılık.'' Serap Ersoy
(Ruhum Güneşten)
http://www.serapersoy.com/sogumaz-bu-ayrilik/
http://blog.milliyet.com.tr/sozlerimin-ozleri/Blog/?BlogNo=307967
(Ruhum Güneşten)
http://www.serapersoy.com/sogumaz-bu-ayrilik/
http://blog.milliyet.com.tr/sozlerimin-ozleri/Blog/?BlogNo=307967
19 Mart 2011 Cumartesi
Bir Veda Romanında / Serap Ersoy (R.G)
''Seni, herhangi bir kitabın kaçıncı sayfasında okuyacağımın önemi yok benim için.Yeter ki, bir aşk romanında ''İlk söz'' bir veda romanında ''Son söz'' sen olma bana.''Serap Ersoy (Ruhum Güneşten)
http://blog.milliyet.com.tr/sozlerimin-ozleri/Blog/?BlogNo=307967
http://blog.milliyet.com.tr/sozlerimin-ozleri/Blog/?BlogNo=307967
17 Mart 2011 Perşembe
Beklenen Olduğun Tuval / Serap Ersoy
''Akan suyun kir tutmayacağını bile bile, ki çok istediğin halde, aynı derede iki kez yıkanmaya tereddüt edersen tamamlanmak için beklenen olduğun bir tuvalin fırçasının artık unutulanı olabilirsin.'' Serap Ersoy (Ruhum Güneşten)
http://blog.milliyet.com.tr/sozlerimin-ozleri/Blog/?BlogNo=307967
http://blog.milliyet.com.tr/sozlerimin-ozleri/Blog/?BlogNo=307967
12 Mart 2011 Cumartesi
''Sahnesi Yoktur Kalplerin''
SAHNESİ YOKTUR KALPLERİN
''Niyeti bozdum. Bir gün sevgi ısmarlayacağım sana. Kalbimden olacak, cepte yatanlardan değil. Herkesi herşeyi sevecek kadar çok. Hisleneceğiz birlikte.
Bırakacaksın dalgalarını denize. Tüm iyi niyetinle, sana yakışır, diyeceksin. Çarşafını atacak üstünden deniz, şımartacaksın mavileri.
Esmerliğine serileceksin sonra akşamın. Siyahın içinden renkler yakalayacaksın. Ve tanıyacaksın her birini. Bakacaksın... Her göz alıcı renk ''Yaşam'' değildir anlayacaksın.
Kostümleri olmayacak duyguların. Ne seyircisi olacak ne de çeşit çeşit perdesi. Öyle ya, oyuncu aramaz sevda. Sahnesi yoktur kalplerin.
Y'azlığa taşınmış gönüllerin, ekilmeden biçilen aşkları, bir an gelecek, öyle bir yüceltecek ki bizi...
Kayan bir yıldızın arkasından bakakalan Ay'ın hüznüne sarılacağız seninle.
Müsveddelerini tebessümle uğurlayacağız hayallerin.
Zaman zaman, birazcık aç bırakacağız sevdayı. Ttıka basa doyurursak, bilirim seni beni aramaz sevgi. Özlemle acıkacak özlemle. Özlemle ...
Ellerim şöyle dursun, gözbebeklerim dokunacak sana. Güneşin arka yüzünde şiirlerim soyunduğunda utanacaksın biraz.
Ucu fırfırlı eteklerimle, döne döne yürüdüğüm yeşilleri tanıştıracağım sonra sana. Papatyalarım var ya, gelin olacaklar bu sene kendi toprağında.
Tecavüz ettiğin gururum ya gelir ya gelmez dile. Kapattığım zarfları açar mıyım açmaz mıyım bilemem; ama anların güzelliğini küfür eder gibi, gitmelere benzetmem herhalde.
Kalbin nereliyse nereli şimdilerde,umrumda değil.O gün ısmarladığım sevgiyle, Ben'li olacak kalbin, benimki de Sen'li ...''
Serap ERSOY
(Ruhum Güneşten)
http://blog.milliyet.com.tr/sahnesi-yoktur-kalplerin/Blog/?BlogNo=305495
''Niyeti bozdum. Bir gün sevgi ısmarlayacağım sana. Kalbimden olacak, cepte yatanlardan değil. Herkesi herşeyi sevecek kadar çok. Hisleneceğiz birlikte.
Bırakacaksın dalgalarını denize. Tüm iyi niyetinle, sana yakışır, diyeceksin. Çarşafını atacak üstünden deniz, şımartacaksın mavileri.
Esmerliğine serileceksin sonra akşamın. Siyahın içinden renkler yakalayacaksın. Ve tanıyacaksın her birini. Bakacaksın... Her göz alıcı renk ''Yaşam'' değildir anlayacaksın.
Kostümleri olmayacak duyguların. Ne seyircisi olacak ne de çeşit çeşit perdesi. Öyle ya, oyuncu aramaz sevda. Sahnesi yoktur kalplerin.
Y'azlığa taşınmış gönüllerin, ekilmeden biçilen aşkları, bir an gelecek, öyle bir yüceltecek ki bizi...
Kayan bir yıldızın arkasından bakakalan Ay'ın hüznüne sarılacağız seninle.
Müsveddelerini tebessümle uğurlayacağız hayallerin.
Zaman zaman, birazcık aç bırakacağız sevdayı. Ttıka basa doyurursak, bilirim seni beni aramaz sevgi. Özlemle acıkacak özlemle. Özlemle ...
Ellerim şöyle dursun, gözbebeklerim dokunacak sana. Güneşin arka yüzünde şiirlerim soyunduğunda utanacaksın biraz.
Ucu fırfırlı eteklerimle, döne döne yürüdüğüm yeşilleri tanıştıracağım sonra sana. Papatyalarım var ya, gelin olacaklar bu sene kendi toprağında.
Tecavüz ettiğin gururum ya gelir ya gelmez dile. Kapattığım zarfları açar mıyım açmaz mıyım bilemem; ama anların güzelliğini küfür eder gibi, gitmelere benzetmem herhalde.
Kalbin nereliyse nereli şimdilerde,umrumda değil.O gün ısmarladığım sevgiyle, Ben'li olacak kalbin, benimki de Sen'li ...''
Serap ERSOY
(Ruhum Güneşten)
http://blog.milliyet.com.tr/sahnesi-yoktur-kalplerin/Blog/?BlogNo=305495
2 Mart 2011 Çarşamba
''Yokluğunda Aşk Var''
YOKLUĞUNDA AŞK VAR
''Cesur bir zamandayım.Ruhum loş ve hoş.Telaşım,durgun akan su kadar sakin.
Kelimeler pisti terk etmiş.Söz kalbin dercesine her biri yüreğimi parsellemiş.
Hayalin, demli çay kıvamında.Keskin,sert ve orta şekerli ...
Nefret nöbetlerimde kıpırtı yok.Mazinin ziyaretçileri bir çocuk kadar iyimser.
Konuşmak istiyorum içimdeki kuru kalabalık susmuşken.Söyle hayal,anlar mısın sen benim dilimden ?
Bilmelisin,bu kıvılcımın davetsiz misafiri değilsin.
Çiçekli bir sabaha uyandım dün sabah.Gözüm aydın olsun.Hissediyor musun, güneşin tenimi yakışı kadar hisliyim.
Biliyor musun ?
Gece gözlerini kocaman açmayacakmış artık bana.Saatlerce canavar gibi kalmayacakmış öylece gözlerimde.Ve girdap olup yutmayacakmış artık beni içine.
İçim içime sığmıyor.
Bu coşku da neyin nesi böyle ?
Bak elbiseme, aşk dekolteli.Yırtmacım da ayrılığın simgesi.Bir noktadan ikiye ayrılmış yol gibi.Sen gibi,ben gibi ... Bir şey söyle, beğendin mi ? (!)
Aşkı kağıda yazamamış bir yürek.Yanık yanık çağırmış sevdasını türküsünde.
''Lambada titreyen alev üşüyor
Aşk kağıda yazılmıyor ... ''
İyi ki ölümsüzleştirmemişim o gidişi.İyi ki bir şiirle mühürlememişim gittiğini.İyi ki yazmaz olmuş kalem o an,iyi ki köşe bucak kaçmış kelimeler .
Hadi git artık.Kendine selam söyle benden,benim için kucakla onu,çok özlemiş de.
(Gitti ...)
Artık konuşamam.Yokluğunu tazeliyorum,yokluğunda aşk var .'' Serap ERSOY (Ruhum Güneşten)
http://blog.milliyet.com.tr/yoklugunda-ask-var/Blog/?BlogNo=303184
''Cesur bir zamandayım.Ruhum loş ve hoş.Telaşım,durgun akan su kadar sakin.
Kelimeler pisti terk etmiş.Söz kalbin dercesine her biri yüreğimi parsellemiş.
Hayalin, demli çay kıvamında.Keskin,sert ve orta şekerli ...
Nefret nöbetlerimde kıpırtı yok.Mazinin ziyaretçileri bir çocuk kadar iyimser.
Konuşmak istiyorum içimdeki kuru kalabalık susmuşken.Söyle hayal,anlar mısın sen benim dilimden ?
Bilmelisin,bu kıvılcımın davetsiz misafiri değilsin.
Çiçekli bir sabaha uyandım dün sabah.Gözüm aydın olsun.Hissediyor musun, güneşin tenimi yakışı kadar hisliyim.
Biliyor musun ?
Gece gözlerini kocaman açmayacakmış artık bana.Saatlerce canavar gibi kalmayacakmış öylece gözlerimde.Ve girdap olup yutmayacakmış artık beni içine.
İçim içime sığmıyor.
Bu coşku da neyin nesi böyle ?
Bak elbiseme, aşk dekolteli.Yırtmacım da ayrılığın simgesi.Bir noktadan ikiye ayrılmış yol gibi.Sen gibi,ben gibi ... Bir şey söyle, beğendin mi ? (!)
Aşkı kağıda yazamamış bir yürek.Yanık yanık çağırmış sevdasını türküsünde.
''Lambada titreyen alev üşüyor
Aşk kağıda yazılmıyor ... ''
İyi ki ölümsüzleştirmemişim o gidişi.İyi ki bir şiirle mühürlememişim gittiğini.İyi ki yazmaz olmuş kalem o an,iyi ki köşe bucak kaçmış kelimeler .
Hadi git artık.Kendine selam söyle benden,benim için kucakla onu,çok özlemiş de.
(Gitti ...)
Artık konuşamam.Yokluğunu tazeliyorum,yokluğunda aşk var .'' Serap ERSOY (Ruhum Güneşten)
http://blog.milliyet.com.tr/yoklugunda-ask-var/Blog/?BlogNo=303184
17 Şubat 2011 Perşembe
''Mutlulukhanedir Girilmez''
MUTLULUKHANEDİR GİRİLMEZ
Aynı nehirden aynı anda taştık seninle
Tarih aşikar
Artık hangi nehir yatağında aktığımız muamma.
Yan yana ekilmiş iki çiçektik sen ve ben
Ben senin toprağından beslenmeye utandım
Sen benim güneşimden
Cılız kaldık
Aciz ve güçsüz
Bu yüzden hafifçe üfleyen rüzgara kurban gitti ömrümüz.
İki gölgenin birbirine dokunuşuyduk
Hislenemeyen iki ten
Ama öyle de memnunduk halimizden
Ayrılığa yürüdüğümüz an
İşte o an
Ateştik sen ve ben.
Serap ERSOY
(Ruhum Güneşten)
https://www.facebook.com/note.php?note_id=166415806741359
Aynı nehirden aynı anda taştık seninle
Tarih aşikar
Artık hangi nehir yatağında aktığımız muamma.
Yan yana ekilmiş iki çiçektik sen ve ben
Ben senin toprağından beslenmeye utandım
Sen benim güneşimden
Cılız kaldık
Aciz ve güçsüz
Bu yüzden hafifçe üfleyen rüzgara kurban gitti ömrümüz.
İki gölgenin birbirine dokunuşuyduk
Hislenemeyen iki ten
Ama öyle de memnunduk halimizden
Ayrılığa yürüdüğümüz an
İşte o an
Ateştik sen ve ben.
Serap ERSOY
(Ruhum Güneşten)
https://www.facebook.com/note.php?note_id=166415806741359
15 Şubat 2011 Salı
''Senin Tekrarın Yok''
SENİN TEKRARIN YOK
''Gözlerinde bulduğum seni, şarkılarda aradım bir vakit sonra. Melodiler yaşatamadı rengini. Hiçbir anlam sen olamadı bana.Haykırışlar olabildiğince sakin,uzağından yakınından geçiremediler seni. Boşa çabalıyorum, herhangi bir şarkı asla olamayacaksın bana.Biliyorum yanlış yerdeyim. Nakarattan ibarettir şarkılar. Kahretsin! Senin tekrarın yok!'' Serap ERSOY (Ruhum Güneşten)
http://blog.milliyet.com.tr/senin-tekrarin-yok/Blog/?BlogNo=300802
''Gözlerinde bulduğum seni, şarkılarda aradım bir vakit sonra. Melodiler yaşatamadı rengini. Hiçbir anlam sen olamadı bana.Haykırışlar olabildiğince sakin,uzağından yakınından geçiremediler seni. Boşa çabalıyorum, herhangi bir şarkı asla olamayacaksın bana.Biliyorum yanlış yerdeyim. Nakarattan ibarettir şarkılar. Kahretsin! Senin tekrarın yok!'' Serap ERSOY (Ruhum Güneşten)
http://blog.milliyet.com.tr/senin-tekrarin-yok/Blog/?BlogNo=300802
''Yüzünde Şiir Gibi''
YÜZÜNDE ŞİİR GİBİ
''Derinleşmesem affedebilirim seni.En kestirme yoldan gözlerinde olurum bir akşam.Mahçupluğunu örter çocukluğum.İyinle kötünle öyle bir kucaklarım ki seni.
Çığlık çığlık susarım yüzünde öfkem gözlerine haykırmasın diye.Nefsinin ayıbına gururumun diyeceklerini unuttururum.Loş ışığa kalkan iki kadeh konuşur geceye.Dilim susar,gururum susar,masumluğum öyle bir donar ki gözlerinde.
Şehrin sessizliğine şiirler okurum uykudayken sen.Acımdan uyanır gece irkilerek,sen işitmezsin.Sözlerim damarlarına öyle bir akar ki nasıl yandığını anlarsın canımın.
Ben gurur ağlatacak sen miyim?Ben yüzünde hüzün gibi susarım senin.
Ayrılığın sevdirdiği saklambaç oyununda nerelere saklandığımı anlatırım sonra sana.Ve neden bir türlü beni sobeleyemediğini .Fırtınadan sağ çıktığımda buluttan güneş yağan günleri.Bugün asla,birgün mutlaka diyerek ertelediğim sözleri.Pıhtılaşan dünleri.Terkedilmiş hislerimi ...
Ben yüzünde hüzün gibi susarım senin.
Ben gurur ağlatacak sen miyim?
Ben yüzünde hüzün gibi susarım senin.
Güz sevgilim,
Sen uyursun,ben yüzünde ŞİİR GİBİ kalırım senin.'' Serap ERSOY (Ruhum Güneşten)
http://blog.milliyet.com.tr/yuzunde-siir-gibi/Blog/?BlogNo=300804
''Derinleşmesem affedebilirim seni.En kestirme yoldan gözlerinde olurum bir akşam.Mahçupluğunu örter çocukluğum.İyinle kötünle öyle bir kucaklarım ki seni.
Çığlık çığlık susarım yüzünde öfkem gözlerine haykırmasın diye.Nefsinin ayıbına gururumun diyeceklerini unuttururum.Loş ışığa kalkan iki kadeh konuşur geceye.Dilim susar,gururum susar,masumluğum öyle bir donar ki gözlerinde.
Şehrin sessizliğine şiirler okurum uykudayken sen.Acımdan uyanır gece irkilerek,sen işitmezsin.Sözlerim damarlarına öyle bir akar ki nasıl yandığını anlarsın canımın.
Ben gurur ağlatacak sen miyim?Ben yüzünde hüzün gibi susarım senin.
Ayrılığın sevdirdiği saklambaç oyununda nerelere saklandığımı anlatırım sonra sana.Ve neden bir türlü beni sobeleyemediğini .Fırtınadan sağ çıktığımda buluttan güneş yağan günleri.Bugün asla,birgün mutlaka diyerek ertelediğim sözleri.Pıhtılaşan dünleri.Terkedilmiş hislerimi ...
Ben yüzünde hüzün gibi susarım senin.
Ben gurur ağlatacak sen miyim?
Ben yüzünde hüzün gibi susarım senin.
Güz sevgilim,
Sen uyursun,ben yüzünde ŞİİR GİBİ kalırım senin.'' Serap ERSOY (Ruhum Güneşten)
http://blog.milliyet.com.tr/yuzunde-siir-gibi/Blog/?BlogNo=300804
28 Ocak 2011 Cuma
''Yanıyor Dünler''
YANIYOR DÜNLER
''Hüznü sevince bağlayınca gece başkalaştırıyor hayatı. Evrim geçiriyor ruh,kutsal soyutla kuşanıyor beden. Pembe pembe çiseliyor yağmur hayallere.
Gözlerim güleç.
Ne olduğu belirsiz karartıları resmetmiyorum böylelikle. Mavilere dalınca kararmıyor düşlerim.
Çorak toprağı sulamış ya sevgi bitkisel hayatken ben, çorak toprak şimdi ölümsüz gül bahçesi.
Kısırlaştırılmış sevinçlerimin, dondurulmuş zamanlarımın hakimi değilim artık. Ben bugünüm, ben yarınım, ben hayatım an itibariyle.
Şafak vaktinin kızıl ışıkları denizle sevişir miydi ki hep böyle? Ah o vaktiyle gözlerime inen perdeler ... Ama yok hayır, sisle uyanmıştır hep, bu sahnelere böylesi günler.
...
İnsanın kendi elleriyle ateşlediği yangının büyüdüğünü görmek ne kadar da keyifliymiş böyle. Kırmızı kırmızı, mavi mavi yanıyor dünler.
***
Şifreli sandığım mutluluğun şifresi hiç olmamış meğer.
Müşterektir rengi vedaların dediğim, yanılgıymış meğer.
Suyunu çeken keder,ben istersem filizlenirmiş meğer.
Sonbahardan düşen yaprağa üzülmeye değmezmiş meğer.
Yalana bir renk te ben tutturmalıymışım meğer.
Karaya oturmuş yalnızlığa dümen çeviren bir kaptan da varmış meğer.
Artık, güneş vals için beni bekler.
Gün şereflenecek kırılmadan kadehler.
Öyle böyle değil, cayır cayır, kırmızı kırmızı, mavi mavi yanıyor dünler.'' Serap ERSOY (Ruhum Güneşten)
01-2011
http://blog.milliyet.com.tr/yaniyor-dunler/Blog/?BlogNo=302747
''Hüznü sevince bağlayınca gece başkalaştırıyor hayatı. Evrim geçiriyor ruh,kutsal soyutla kuşanıyor beden. Pembe pembe çiseliyor yağmur hayallere.
Gözlerim güleç.
Ne olduğu belirsiz karartıları resmetmiyorum böylelikle. Mavilere dalınca kararmıyor düşlerim.
Çorak toprağı sulamış ya sevgi bitkisel hayatken ben, çorak toprak şimdi ölümsüz gül bahçesi.
Kısırlaştırılmış sevinçlerimin, dondurulmuş zamanlarımın hakimi değilim artık. Ben bugünüm, ben yarınım, ben hayatım an itibariyle.
Şafak vaktinin kızıl ışıkları denizle sevişir miydi ki hep böyle? Ah o vaktiyle gözlerime inen perdeler ... Ama yok hayır, sisle uyanmıştır hep, bu sahnelere böylesi günler.
...
İnsanın kendi elleriyle ateşlediği yangının büyüdüğünü görmek ne kadar da keyifliymiş böyle. Kırmızı kırmızı, mavi mavi yanıyor dünler.
***
Şifreli sandığım mutluluğun şifresi hiç olmamış meğer.
Müşterektir rengi vedaların dediğim, yanılgıymış meğer.
Suyunu çeken keder,ben istersem filizlenirmiş meğer.
Sonbahardan düşen yaprağa üzülmeye değmezmiş meğer.
Yalana bir renk te ben tutturmalıymışım meğer.
Karaya oturmuş yalnızlığa dümen çeviren bir kaptan da varmış meğer.
Artık, güneş vals için beni bekler.
Gün şereflenecek kırılmadan kadehler.
Öyle böyle değil, cayır cayır, kırmızı kırmızı, mavi mavi yanıyor dünler.'' Serap ERSOY (Ruhum Güneşten)
01-2011
http://blog.milliyet.com.tr/yaniyor-dunler/Blog/?BlogNo=302747
18 Ocak 2011 Salı
''Karanlığın Aydınlığa Bakan Yüzüne Selam Olsun''
KARANLIĞIN AYDINLIĞA BAKAN YÜZÜNE SELAM OLSUN
''Yıldırım hızında ayrılıklar yaşadım ben. İmzam bile alınmadan resmileşen ayrılıklar.
Kurşunun hangi yönden geleceğini bildiğim ; ama vaktini saatini asla tutturamadığım kurşunlar ...
Ben gidince senin gönlünde çiçekler açacak renk renk diyen sevdalarım, kaktüs tohumundan kır çiçekleri bitmedi henüz,bilin isterim.
Ayrıntıları fırçanın belirginleştirmesine izin vermeyen ressamlardan esinlendim bazen. Ya üç noktalarda gizledim aşklarımı ya da karakterlerine giydirdiğim sıfatlarda.
Karanlığın sağından yürüdüm hep, aydınlığın solundan. Onun yolunda yön değiştirdim durdum her zaman. Ne zaman, nereden karşıma çıkacağını hiç bir zaman hesaplayamadığımdan.
Bir giden vardı benden, bir de kalan benimle.Gidene nefretim faizde, kalana sevgim kalbimde... İkisi de O. İkisini de çok özlüyorum bugünlerde.
Seyrekleşmiş acılarımın arasına umutlar serpiştirdim vaktin birinde. Biliyorum boy verecek umutlarım, ayrılık acıyı beslemekten vazgeçtiğinde.
Yaralarımı sarmak için kalplerden medet umdum. Ne vakit bir kalbe uzanmaya kalksam, dur dedi zaman, orada bir dur, benim saracak olan yarayı, sarsa ne kadar sarar kul !
Birkaç zaman öncesinden kopyaladığım mutluluklarım var bir tutam. Bugüne yapıştırıp, yarına taşıyamadıktan sonra neye yarar? Yine de bir umut, hala avuçlarımda bir tutam mutluluk .
Öyle ya da böyle nefesimle döndürebiliyorum ben bu dünyayı.
Ve döne döne yürürken yeşillerde, ucu fırfırlı eteklerimde ziller çalıyor O bilmese de.
Karanlığın aydınlığa bakan yüzüne selam olsun o zaman. Serap ERSOY (Ruhum Güneşten)
http://blog.milliyet.com.tr/karanligin-aydinliga-bakan-yuzune-selam-olsun/Blog/?BlogNo=299896
''Yıldırım hızında ayrılıklar yaşadım ben. İmzam bile alınmadan resmileşen ayrılıklar.
Kurşunun hangi yönden geleceğini bildiğim ; ama vaktini saatini asla tutturamadığım kurşunlar ...
Ben gidince senin gönlünde çiçekler açacak renk renk diyen sevdalarım, kaktüs tohumundan kır çiçekleri bitmedi henüz,bilin isterim.
Ayrıntıları fırçanın belirginleştirmesine izin vermeyen ressamlardan esinlendim bazen. Ya üç noktalarda gizledim aşklarımı ya da karakterlerine giydirdiğim sıfatlarda.
Karanlığın sağından yürüdüm hep, aydınlığın solundan. Onun yolunda yön değiştirdim durdum her zaman. Ne zaman, nereden karşıma çıkacağını hiç bir zaman hesaplayamadığımdan.
Bir giden vardı benden, bir de kalan benimle.Gidene nefretim faizde, kalana sevgim kalbimde... İkisi de O. İkisini de çok özlüyorum bugünlerde.
Seyrekleşmiş acılarımın arasına umutlar serpiştirdim vaktin birinde. Biliyorum boy verecek umutlarım, ayrılık acıyı beslemekten vazgeçtiğinde.
Yaralarımı sarmak için kalplerden medet umdum. Ne vakit bir kalbe uzanmaya kalksam, dur dedi zaman, orada bir dur, benim saracak olan yarayı, sarsa ne kadar sarar kul !
Birkaç zaman öncesinden kopyaladığım mutluluklarım var bir tutam. Bugüne yapıştırıp, yarına taşıyamadıktan sonra neye yarar? Yine de bir umut, hala avuçlarımda bir tutam mutluluk .
Öyle ya da böyle nefesimle döndürebiliyorum ben bu dünyayı.
Ve döne döne yürürken yeşillerde, ucu fırfırlı eteklerimde ziller çalıyor O bilmese de.
Karanlığın aydınlığa bakan yüzüne selam olsun o zaman. Serap ERSOY (Ruhum Güneşten)
http://blog.milliyet.com.tr/karanligin-aydinliga-bakan-yuzune-selam-olsun/Blog/?BlogNo=299896
15 Ocak 2011 Cumartesi
''Ant Olsun Ki''
ANT OLSUN Kİ
''Gitmişin pençesindeyim
Yarına kaç var ki saat
Ay da kararacak birazdan
Bir hiçim,
Boşluğun kaldırma kuvveti ben değilim.
Gurur acıdıkça ateşliyor sevdayı
Çırılçıplak hislerden utanıyor artık dizeler
Uzattığım el de düşüyor boşluğa
Bir hiçim,
Boşluğun kaldırma kuvveti ben değilim.
Birkaç dün pıhtılaşmış karanlığın üçüncü saatine
Soyunu kurutmalı artık şu asalak geçmişin.
Hani ilkbahar yolcusuydu zaman?
Nerede meltem esintisi yoldaş ?
Yalnızlıktan hiçleştim
Sazla sözle törpülenmiyor artık şiddetim.
Bir hiçim
Gittiğine duacı olduğu gün yüreğim
Ant olsun ki
Herşeyim.
Yarına kaç var ki saat?''
Serap ERSOY (Ruhum Güneşten)
Ekim-2010
http://blog.milliyet.com.tr/ant-olsun-ki/Blog/?BlogNo=302991
''Gitmişin pençesindeyim
Yarına kaç var ki saat
Ay da kararacak birazdan
Bir hiçim,
Boşluğun kaldırma kuvveti ben değilim.
Gurur acıdıkça ateşliyor sevdayı
Çırılçıplak hislerden utanıyor artık dizeler
Uzattığım el de düşüyor boşluğa
Bir hiçim,
Boşluğun kaldırma kuvveti ben değilim.
Birkaç dün pıhtılaşmış karanlığın üçüncü saatine
Soyunu kurutmalı artık şu asalak geçmişin.
Hani ilkbahar yolcusuydu zaman?
Nerede meltem esintisi yoldaş ?
Yalnızlıktan hiçleştim
Sazla sözle törpülenmiyor artık şiddetim.
Bir hiçim
Gittiğine duacı olduğu gün yüreğim
Ant olsun ki
Herşeyim.
Yarına kaç var ki saat?''
Serap ERSOY (Ruhum Güneşten)
Ekim-2010
http://blog.milliyet.com.tr/ant-olsun-ki/Blog/?BlogNo=302991
9 Ocak 2011 Pazar
''Boşandı İki Şehir''
BOŞANDI İKİ ŞEHİR
''Ve soyundu karanlık
Yürüdü ışığa
Yalın sevişecek artık.
Umut uzadı ayrılık boyu
Yalnızlıktan taşındı ruh
İki kelimeye kukla değil artık aşk.
Çerçeveden düştü son sahne
Anılar vedalaştı
Hıçkırdı mısralar, gittiğin unutuldu.
Doğdu yokluk ayrılıktan
Çerçeveden düştü son sahne
Boşandı iki şehir
Gittiğin unutuldu.''
Serap ERSOY (Ruhum Güneşten)
11-2010
http://blog.milliyet.com.tr/bosandi-iki-sehir/Blog/?BlogNo=299894
''Ve soyundu karanlık
Yürüdü ışığa
Yalın sevişecek artık.
Umut uzadı ayrılık boyu
Yalnızlıktan taşındı ruh
İki kelimeye kukla değil artık aşk.
Çerçeveden düştü son sahne
Anılar vedalaştı
Hıçkırdı mısralar, gittiğin unutuldu.
Doğdu yokluk ayrılıktan
Çerçeveden düştü son sahne
Boşandı iki şehir
Gittiğin unutuldu.''
Serap ERSOY (Ruhum Güneşten)
11-2010
http://blog.milliyet.com.tr/bosandi-iki-sehir/Blog/?BlogNo=299894
2 Ocak 2011 Pazar
''Aşkın ''Aşk'' Zamanı Şimdi''
AŞKIN ''AŞK'' ZAMANI ŞİMDİ
''Terkedilmiş hislerini saygıyla uğurla şimdi.Tekleyen adımları bırak, koşar adımları seviyor aşk. Bir gülüş var aynada, ki o sen, iyi bak görebilirsin istersen.Yeni bir hesap aç gönlüne, faizdeki nefret senin neyine? Aşk çeker siyahı; ama kırmızıyla coşuyor anla ki belirsiz bir titreşimde saklı .Bekleme ilkbaharın çiçeğini böceğini, perdesi çekilmiş odalarda barınmıyor güneş benden söylemesi. Hadi vur geçmişe kilidi, aşkın aşk zamanı şimdi. Serap Ersoy (Ruhum Güneşten)
Kaydol:
Yorumlar (Atom)