26 Aralık 2010 Pazar

''Güz Ruhlu Masalımsı Adam'' Serap Ersoy' Ruhum Güneşten


''Gelişin dönüşsüz olur sanıyordum gidişin oldu dönüşsüz .Güz ruhlu masalımsı adam sergi açıyor mu mazi gözlerine günün anlam ve önemi değerini yitirdiğinde? Gül kurusu sözlerimde demliyor musun hatıraları arada bir? Ben bıraktığın ilkbahar yolcusuyum yine kendime.Çiçekli sabahlara da uyanacağım elbette günü gelince; ama şimdilerde: Her yara açtığın gibi, her kadeh kırdığın gibi ve her sabah gidişin gibi adsız, ezbere.'' Serap Ersoy' Ruhum Güneşten

11 Aralık 2010 Cumartesi

''Ayrılığa Vaktim Yok Benim''

AYRILIĞA VAKTİM YOK BENİM

''Yalnızlığı beslerim bu mevsimde
Yalnızlığıma dokunma
Biraz hatıralarla dolaş
Biraz da cümlelerimle uyu sarmaş dolaş

Yalnızlığımı bölme iyiyim böyle
Sükunet ve bir deli afet
Çileden çıkardığım ünlemler
Ve sakladığım birkaç nokta mahşere ...

İyiyim böyle !

Ayrılığa vaktim yok benim git uzaklara
Sözsüz bir vedaya dönüp durma başımda
Biraz şarkılarını umursa,biraz da yazılmışları adına

Farzet devrildim şimdi sesinden
Bakışların kesti attı sözlerimi
Kanı boğazımda kaldı kelimelerin

Susarak eğilebilirim sana; ama
Ayrılığa vaktim yok benim git uzaklara''

Serap ERSOY (Ruhum Güneşten)

12-2010




26 Kasım 2010 Cuma

SENSİZLİKTEN

SENSİZLİKTEN

En ücra köşesini dönüyorum sevdanın
Ve geceyi aydınlatan sokak lambalarının etkisi kadar artık umudum
Azalan her şey, sensizlikten.

Beyaz geçiyorum kaç zamandır siyahlarımın üstünden
Tuhaf hüzünlü bir ton boğuyor umudumu
Adeta dokunsalar ağlayacak yağmur bulutu bu
Grileşen her şey, sensizlikten

Ben hala susuyorum seni
Ve hala gizli öznesisin yüreğimin, yüklemi belli
Adı konmamış bir bebeksin dilimde sen
Sır dediğim her şey, sensizlikten

Sustuğumu yaşıyorum nicedir
Seni
Belli ki seni yazdıkça yaşıyorum ben
Kindarlaşıyor mısralar bazen, aldırma
Kalemin sana  nefreti, sensizlikten

Serap ERSOY (Ruhum Güneşten)

11-2010 /Antalya



13 Kasım 2010 Cumartesi

Çığlığım İçimde Kahırlı


O şiir dilimde kaldı

Gitme dercesine elim havada

Çığlığım içimde kahırlı

Gurur savaşçı kaldı; sevdamın adı 'yalancı!'

Dahası, su akar yatağını bulur da

Aynı kader alnımda, her yeni güne ben doğdukça

Serap Ersoy' Ruhum Güneşten

Kasım-2010


18 Ekim 2010 Pazartesi

Seni Yazdıkça Yaşıyorum Ben

Anlamları kırparak anlamsızlaştırdıklarına bir de güzel göz kırparsın artık sen.
Serap Ersoy

15 Ekim 2010 Cuma

''Gururun Doruk Hali'' Serap Ersoy (R.G)

GURURUN DORUK HALİ
''Seni sevmekten dönüyorum
Ya da sendeyim hala
Belki de düşsel şeffaf bir tuzakta
Bilmiyorum
Sözün özünü bulamam bağlaçlarım uzatır
Gönlümün özü aleni
Gururun doruk hali.''
SERAP ERSOY 
(Ruhum Güneşten)

Ekim-2010/Antalya
http://www.serapersoy.com/gururun-doruk-hali/




14 Ekim 2010 Perşembe

Yarınadır

Düne yalandın,bugüne emanet ... Olsun canına yandığım belki yarınadır keramet .
14-10-2010
Serap Ersoy

13 Ekim 2010 Çarşamba

''Kalemin Ucu Sen''

''Kalemin ucu sen
Varsın gelen kış olsun önümden
Çalmışım renginden,zaten ruhum da güneşten
Varsın gelen kış olsun önümden,
Tüketen hasret olsun ömrümden
Tanımadığım bir şehrin rüzgarında kalemin ucu yine sen
Esen de aşk güneyden.''
Serap ERSOY

(Ruhum Güneşten)

10'10

11 Ekim 2010 Pazartesi

''Sözlerimin Özleri''

''Sonbahar çok sesli koro sanki,oysa kurumuş düşmüş yaprağı dalının, susup içerlemeli.'' Serap ERSOY
(Ruhum Güneşten)

10'10






8 Ekim 2010 Cuma

''Yasaydın Yürüttün Yardın Paşa Paşa''


''Kader, biraz da ben yazayım sen yazdığımı yaşa. Şimdilerde su katar gibisin pişirdiğim aşa. Oysa razıyım ben kaşığıma gelen yaşa. Değil karşı gelmek, haddim değil haşa! Lakin oldum mu eline şu günlerde bir maşa... Yasaydın, yürüttün, yardın paşa paşa. Değil karşı gelmek, haddim değil haşa! Bilakis, kaderimsin özledim diyeceğim geldi.''
Serap Ersoy (Ruhum Güneşten)
Ekim 2010

27 Eylül 2010 Pazartesi

''İğnem Çengelli''

''Hırka örüyorum beyaz. Günün terapisi. Göz ucuyla kitaptan satırlar okumaya çalışırken ilmekler kaçıyor şişten. İğneliyorum dikerim sonra. Hemen hemen her iki sıradan biri iğneli. Parmağıma batar da parmağımı kanatır endişem yok. İğnem çengelli(!) Arada kaleme ilişiyor gözüm uzunca göz kırpıyorum. Sevgiliden öte, onu seviyorum. Aklım sendelemiyor, kulaçlarım dalgaya karşı bazen. Kontrol beynimde ''İyiyim ben hep aynı şeyler işte''
Serap Ersoy
(Ruhum Güneşten)
26-09-2010

16 Haziran 2010 Çarşamba

''Derin''

DERİN
''Derin melodilerle inceden seviştin
Yazgının seni savurduğu çölde o denli sert estin
Yaşamdan yana artık kullan hakkını
Ben kendimden yoruldum senden en uzak şarkı

İstanbul'da hayallerin çocuğusun sen
Bazen sükun bir mevsim, bazen adın gibi selim
Dağlar adıyla güzel yaşanılası değil
Bilinmez değil ki göç denen keder ve elem sana göre değil.''

Serap ERSOY



''Siyah''

SİYAH

''Bir renktin hayatımda, seçemedim.Çok uzaktın hep uzak... Bir kaç renk oldun sonra, ben mutlu çocuk tablosu...

Günbegün evrendeki tüm renkler damla damla düştü en uzağımdaki senden içime.Biraz fazla damlasa da ana renklerimi öldürmeyi henüz becerememişti siyah.

Sıcak renkler soğuk renklere karışırken öyle bi sarıldım ki o ana, öyle bir kucakladım ki seni kilometrelerce öteden... Sıcak...Soğuk...Gerçeğin doğumu!

Bıraktım sonra umursamadım hiç. Her renk memnundu halinden, beklenendi en çok istenen....

Şimdilerde damla damla yağmur düşüyor bu sokaklara. En uzağımdaki senden bardaktan boşalırcasına siyah! Engel olmuyorum artık, bir gerçek daha doğuyor ana renklerimi öldürürken siyah!''

Serap ERSOY

(Ruhum Güneşten)

5 Haziran 2010 Cumartesi

''Ses Mi Renk Mi?''

SES Mİ RENK Mİ ?

''Ses mi vermeli renk mi acaba? Göz göze gelip hesaplaşmalı mı, açık ara sevişmeli mi nefretiyle? Aslan gibi kükreyip pusturmalı mı doğasını yoksa pembenin bikaç tonuyla almalı mı aklını? Yani hayatın, gücün ta kendisinin işte ... Hani artık vaktidir, evet evet artık bir şey yapmalı.'' Serap ERSOY

(Ruhum Güneşten)


16 Mayıs 2010 Pazar

''Umut Hediye''

UMUT HEDİYE

''Bir sahil kasabası olsun ruhum şimdi. Aylardan Haziran. Meltem vursun hatta koydan. Tahta bir masada çocukluğum olayım, her dalga çığlığında daha bi aşk kokayım, yarınların umudu olayım inadına. 
Dargındır  gönüller belki şimdi, umuttan yoksun .... Güneşin elçisi olayım dargın kalplere, şarap kızılı bir gün batımı , umut hediye.'' Serap ERSOY

(Ruhum Güneşten)




16 Nisan 2010 Cuma

SEN VE KİN HEP İN

SEN VE KİN HEP İN
Yarı çıplak hislerim
Açıkta kalan nefretim
Yaşıyorum kendimce
Bu da benim gerçeğim

Hep biri engel
Hep aynı reel
Sen ve kin hep in
Meselem engin

Bu hayat öyküsel
Sevdaları sözel
Dikiş sağlam değil
Atılan hep teyel
SERAP ERSOY

ruhum güneşten

nisan-2009

12 Ocak 2010 Salı

Konuşmalıydım Gerçekleri Islatarak



KONUŞMALIYDIM GERÇEKLERİ ISLATARAK

''Çok uzak gidecektin bu defa
Sırtlayacaktın yılları çökecekti ruhun
Mazin hazırdı bir önceki akşamdan
Buruşmuş sevdaların yüreğinde darmadağın

Gardroptaki siyah askılar çıplak kalmış
Terle tenin harmanlanmış kokusu bedenle vedalaşınca...

Sessizdik
Geçen her saatle lüzumsuzlaşan gece
Zemherinin ürkütücü sessizliğinde
Ağustos'a yakışmayan bir sükunet
Sokaklar nefessiz
Gitarını yaslarken duvara re ses verdi
Biraz titredi, hepsi bu
Yine sessizlik

Elindeki küçük bi kağıt parçası oyuncağın oldu gidene kadar
Beni oyalayan klasikleşmiş bir roman
Üç noktalı bi cümlenin yine sürüklenip gittim peşinden
Oysa, konuşmalıydım gerçekleri ıslatarak.''

Serap ERSOY

(Ruhum Güneşten)